Sevgili küllük
yordum seni bugünlerde
ciğerim rengini almıştır üç günde
çabuk alırım zor atarım
kendi rengime bakarsak göremeyiz şu
an
ne kadar parlasam da bir anda solarım
neşemi korumayı beceremem bunca
değişikliğin içinde
zorla gelip zorla giden biri var
hep ordaymışım gibi hoş gelip,
hiç olmamışım gibi boş geçen
gördümü ki rengimdeki değişikliği
renklerimi seyrederken memnunsa neden
soldurdu beni
neden görmek istemediği bir rengime
boyadı heryerimi
midem cevabı verecek az kaldı
konuştu konuşacak yerinde kasılırken
sanırım kusacak geriye kalan safrayı
acım gibi
açım gibi ama yemek değil çaresi
içim boşalırken tuttum nefesi
bir dahaki alışım nerede nasıl
olacak
bilsem şimdiden dayanabileceğimi
uyumaktan vazgeçebilirim
ama şimdi bu sadece tek çaresi
uykumda geldi haberi “çocuk burada
kalk uyan”
döndüm defalarca huzura gelsin yüzüm
bulamadım yerini
ve o çıktı saklandığı yerden
hiç yokmuşum gibi geçip gitti
ben de bu hiç olmamış gibi
devam edemedim uyumaya
uyanıkken düşünmekten bitkinim
kendimle konuşmaktan sesim kesildi
nefessiz dolaşmaktan gücüm
zorluyorum yokuş yukarı her an
bir türlü tutturamıyorum doğru
vitesi
nefesim yetmiyor
anlatıp duruyor aklım
her satırı hatırlanacak kadar kısa
bu hikayeyi
başladığında anlatmaya uyuyordum
Uyanıp devam ettim dinlemeye
ve ona katıldım
ben anlattım bazı yerlerini o da
dinledi
günler ve geceler geçti bu hikaye
içinde
sonra onun için bittiğinde
beni içinde bırakıp gitti
apar topar çıkarken evinden
bütün renklerim güneşte soldu gitti
akarken yokuş aşağı
nereye nasıl gideceğimi
nasıl devam edeceğimi bilmeden
yeniden tek başıma iki teker üzerinde
bana şahitlik eden olmadan
bütün güzellikleri nasıl göreceğimi
yokuşlarda nasıl direneceğimi
ve bütün günü nasıl yalnız
geçirdiğimi
hatırlayamadan
yokuşun ortasında bıraktı beni
inebilirim
çıkabilirim
yüzümü ne tarafa dönsem
nerede yorulsam nerede uyusam
nerede rengimi bulsam
göz göre göre onu nasıl unutsam
yokmuş gibi yapsam
yokuşta kendimi ne kadar yaksam
acımı yok sayıp nasıl yaşasam
sevgili küllük
midem senin tadını aldı
sen bilirsin
tadını aldığını rengine
büründüğünü bırakmak zordur
en güzeli hiç başlamamakmış